EVRE II MEME KANSERİNDE TEDAVİ

Evre II meme kanseri, kabul görmüş değişik cerrahi yöntemlerle tedavi edilebilir. Memenin bir kısmını koruyan ve ardından radyoterapi uygulanan cerrahi girişimler daha geniş cerrahi girişimler ile eşit sağkalım oranları sağlayabilir. Tanısal biyopsi ve primer tedavi olarak uygulanacak cerrahi işlem iki ayrı aşama olarak ele alınmalıdır. Bir malign hastalığın varlığı düşünüldüğünde ve histolojik olarak belirlendiğinde definitif tedavi işlemi planlanmadan önce tedavi seçenekleri hasta ile tartışılmalıdır. Primer tümör için östrojen reseptör (ER) ve progesteron reseptörlerinin (PR) durumu araştırılmalıdır.1 Pek çok olguda ince iğne aspirasyon sitolojisi meme kanserinin tanısının koyulması için yeterli görülmektedir. Bu işlem hasta ile tedavi seçeneklerini tartışabilmek için yardımcı olabilir. Cerrah daha sonra biyopsi, frozen inceleme (kanser tanısının koyulabilmesi için) ve hasta tarafından seçilen cerrahi yöntemi tek aşamada uygulayabilir.

Cerrahi tedavi seçenekleri mastektomi, mastektomi ve rekonstrüksiyon veya meme koruyucu cerrahi (örneğin lumpektomi) + radyoterapiyi içermektedir. Yayınlanmış randomize prospektif serilerde bu tedavi seçeneklerinin sağkalım açısından benzer sonuçlar verdiği görülmektedir.2-8 Uygun tedavi girişiminin seçimi lezyonun lokalizasyonuna, mammografik incelemeye, memenin boyutlarına, hastanın yaşına ve hastanın memesinin korunması ile ilgili düşüncelerine bağlıdır.

Modifiye veya total mastektomi sonrasında göğüs duvarı ışınlaması rutin olarak uygulanmamaktadır. Radyoterapi operasyon sahasında rezidüel tümörü olduğu bilinen veya lokorejiyonal hastalık açısından yüksek risk grubunda olan (örneğin koltuk altında dört veya daha fazla pozitif lend nodu olan) hastalara uygulanmalıdır. Radyoterapi bu grup hastada adjuvan kemoterapi alanlarda dahil olmak üzere lokorejiyonal rekürrensleri azaltabilmektedir.9-11 Adjuvan radyoterapi ile ilgili Stockholm randomize çalışmasında elde edilen bulgulardan biride lokorejiyonal rekürrens oranında ki azalmanın sekonder yayılmanın azalmasıyla birlikte olduğu ve bununda hastalıksız sağkalımda iyileşmeye neden olduğudur.12 Adjuvan radyoterapi uygulanan tüm randomize serilerin analizinde mastektomi sonrası radyoterapi uygulanan hastalarda ölümlerin azaldığı bildirilmektedir. Buna karşın özellikle yaşlı kadınlarda radyoterapi uygulanan hastalarda meme kanseri dışında ki nedenlerle ölümlerde artış gözlenmektedir. Bu olgu kalp üzerine radyasyon uygulananlarda, dozun azaltılması gibi teknik modifikasyonlar ve özenli uygulamalar ile azaltılabilecek kardiyak mortalitede ki artış ile ilgilidir.13

Adjuvan tedavi : Evre II nod pozitif olgular

Pozitif nodlu, pre ve postmenopozal hastalarda adjuvan kombinasyon kemoterapisinin hastalıksız süreyi ve sağkalımı uzattığı belirlenmiştir. Bu tür kemoterapi uygulamasının standart süresi 1 yılı aşmamalıdır. Hormon reseptör pozitif tümörlü , postmenopozal, nod pozitif hastalarda tamoxifen ile adjuvan hormonal tedavi hastalıksız süreyi belkide sağkalımı uzatmaktadır. Bu amaçla tamoxifen en az 2 yıl verilmelidir. Pre ve postmenopozal hastalarda CA ve CMF protokleri ile hastalıksız sürede benzer sonuçlar elde edilmiştir. Ancak bu protokollerin seçimini etkileyecek toksisite farklılıkları vardır.14 Hormon reseptör negatif, postmenopozal hastaların bazıları için toksisitedeki bu farklılıklar önem kazanabilir.15 Adjuvan kemoterapi içinde cyclophosphamide alan hastaların uzun süreli takibinde diğer solid tümörlerin ve sekonder lösemi insidansının genel populasyondan daha yüksek olmadığı gözlenmiştir.16 NSABP (National Surgical Adjuvan Breast and Bowel Project) nin bir çalışmasında (B-16) nod pozitif, 50-59 yaş arasındaki PR pozitif hastalarda ve 60 yaş üzerinde hormonal reseptör durumu belirsiz hastalarda uygulanan tamoxifen ve kemoterapi (doxorubicin + cyclophosphamide) ve yalnızca tamoxifen uygulananlara göre daha iyi hastalıksız süre ve sağkalım süreleri elde edilmiştir.17 ECOG (Eastern Cooperative Oncology Group) un bir çalışmasında yalnızca cerrahi uygulanan nod pozitif, postmenopozal hastalarda CMFP protokolu ile CMFPT ye göre ER negatif olgularda hastalıksız sürenin uzadığı ancak sağkalımda bir değişiklik olmadığı bildirilmiştir. ER pozitif olgular ise bu iki tedaviden de fayda görmemiştir.18 SWOG (South-West Oncology Group) un çalışmasında ise nod pozitif, postmenopozal, ER pozitif olgularda tek başına tamoxifen ile CMFVP ve CMFVP + tamoxifen protokolleri karşılaştırılmıştır. CMFVP yada CMFVP + tamoxifenin tek başına tamoxifene göre üstünlüğü saptanmamıştır. SWOG ve ECOG çalışmalarında az sayıda hasta ile grupların oluşturulması küçük ama önemli farklılıkların belirlenmesini sınırlamıştır. Bir başka küçük çalışmada adjuvan tedavinin uzatılmasıyla (tamoxifen ve 1 yıllık CMFVP kemoterapisi) hastalıksız sürenin uzatıldığı belirtilmektedir.19 Premenopozal hastalarda CMF ve CEF in karşılaştırldığı çok merkezli başka bir çalışmada 4-5 yıllık bir sürede sağkalım ve hastalıksız sürede herhangi bir fark saptanmamıştır.20,21 Adjuvan tedavinin başlatılması için optimal zaman halen belirsizdir. Bir çalışmada nod pozitif olgularda perioperatif adjuvan kemoterapi uygulamasına işaret etmektedir. Ancak cerrahiden 4 hafta sonra başlayan standart tedaviye ek olarak tek kürlük perioperatif kemoterapi ile hastalıksız sürede herhangi bir avantaj elde edilmemiştir.22 Postoperatif tek kürlük ve hemen uygulanılan kemoterapinin tek başına bir etkisi yoktur.23 Premenopozal ve postmenopozal olgularda adjuvan tedavinin süresi açısından yapılan çalışmada 6 veya 12 kürlük CMF tedavisi karşılaştırldığında 10 yıllık sağkalım açısından sonuçların eşit olduğu görülmüştür.9

Adjuvan Tedavi : Evre II nod negatif olgular

Evre IIA, nod negatif, (T2,N0,M0) olgularda rekürrens riski nod pozitif hastalara göre genel olarak daha düşüktür. Hastalığın tekrarlaması tümör boyutlarınıda içeren bir grup faktöre bağlıdır. T2,N0,M0 meme kanserli olguların bir analizinde 20 yıllık sürede rekürrens olasılığının T=2.1-3.0 cm olgular için %33, T=3.1-5.0 cm olgular içinse %44 olduğu saptanmıştır.24 Nod negatif olguların bir bölümünde de rekürrenslerin görülmesi nedeniyle bu grup hastalarda adjuvan kemoterapi veya hormonoterapinin uygulandığı pek çok prospektif randomize gruplar oluşturulmuştur. NATO (Nolvadex Adjuvant Trial Organization)15 ve İskoç25 gruplarını içeren ilk çalışmalarda nod negatif olgularda hastalıksız süre ve sağkalımda bir iyileşme sağlanmıştır. Ancak veriler tartışmaya açıktır. Küçük bir randomize grupta adjuvan kemoterapi (CMF) ile adjuvan terapi almayan gruplar karşılaştırılmış ve CMF uygulanan kötü prognozlu, nod negatif olgularda hastalıksız süre ve sağkalımda belirgin iyileşme saptanmıştır.15,25,26

NSABP tarafından düzenlenen 2 büyük grupta 4 yıllık takip sonrasında ER negatif olgularda adjuvan kemoterapi (methotrexate, fluorouracil ve leucoverine)27 ve ER pozitif olgularda tamoxifen ile hastalıksız sürede iyileşme olduğu gösterilmiştir.28 Her iki büyük randomize çalışmada da nod negatif olgular için adjuvan tedavinin bazı yararları gösterilse de sağkalım açısından bir iyileşme gözlenmemiştir. Bu yararlar pre ve postmenopozal olgular içinde geçerlidir. Yapılan çalışmalar yeni 3 çalışma ile tekrarlanmış ve adjuvan kemoterapinin etkinliği gösterilmiştir.29,30

EBCTCG (Early Breast Cancer Trialists’ Group), erken meme kanserinin hormonal, sitotoksik ve biyolojik tedavisi için randomize çalışmalarda yer alan 75.000 Evre I veya II pre ve postmenopozal hastanın analizini yapmıştır. Evre I ve II, postmenopozal, ER pozitif olgularda en az 2 yıllık (yada daha uzun) günlük 20 mg tamoxifen tedavisinin rekürrens hastalığı önlediği ve sağkalımı uzattığı bulunmuştur. ER negatif olgularında tamoxifen tedavisinden yararlanabileceğine ait bulgularda vardır. Tamoxifen ile tedavi edilen olgularda karşı memede hastalık insidansı ve kardiyak mortalite oranları azalmıştır. Aynı çalışmada Evre I ve II, pre ve postmenopozal hastalarda 6-12 aylık adjuvan CMF protokolunun rekürrensleri azalttığı ve sağkalımı uzattığı gösterilmiştir.31

Elli yaşın altındaki hastalarda over kaynaklı ablasyonun rolüde incelenmiştir. Bu hastalarda kemoterapi uygulanan premenopozal hastalara göre sağkalımda bir iyileşme olduğu gösterilmiştir. Bu bulgu şu soruyu yeniden gündeme getirmektedir; sistemik kemoterapi bir kısım etkisini over kaynaklı ablasyon yaparak mı sağlıyor? Bu tür bir mekanizmanın etkisi başka çalışmalarda da ortaya konulmuştur. Bir çalışmada 12 haftalık kemoterapi uygulanan olguların, 36 haftalık kemoterapi uygulanan olgulara göre daha az menopoza girdikleri ve daha kötü bir sağkalım süresine sahip oldukları saptanmıştır.32 Analiz sonucu elde edilen bir başka bulguda over ablasyonu ve kemoterapinin additif etkilerinin olduğudur.

CMF ve over ablasyonunun karşılaştırılmasında Evre II, premenopozal 332 olguda hastalıksız süre ve sağkalım oranlarının eşit olduğu belirlenmiştir.33 Postmenopozal olgularda tamoxifen ve sitotoksik kemoterapinin additif etkisinin olduğuda öne sürülmektedir.34,35 Bu konuyu işaret eden klinik çalışmalar devam etmektedir.

Adjuvan tamoxifen uygulamasının belirgin toksik etkileri vardı. En önemlisi endometriyal kanser gelişimidir ve yayınlanmış geniş serilerde bu tedaviyi alanlarda almayanlara göre 2-7 kat daha fazla görülme riski olduğu gösterilmiştir.36-39 Bu nedenle tamoxifen alan hastalara yıllık pelvik inceleme yapılmalı ve tüm ekstramenstrüyal kanamalar incelenmelidir. Retrospektif bir çalışmada günlük 40 mg tamoxifen tedavisi alan kadınlarda endometriyal kanserlerin tamoxifen almayanlara göre daha ilerlemiş ve daha yüksek gradeli lezyonlar olarak ortaya çıktığı gösterilmesine karşın geniş prospektif serilerde günlük 20 mg tamoxifen tedavisi uygulanan kadınlarda bu bulgular gösterilememiştir.36,40,41

Östrojende olduğu gibi, tamoxifen de premalign bir değişiklik olan endometrial hiperplaziye neden olur. BPBCP(British Pilot Breast Cancer Prevention Trial) nin tamoxifen ve plaseboyu randomize ettiği bir çalışmada tamoxifen alanların %16’sında tedavi başlangıcından değişik zamanlar sonra (3-75 ay, ortalama 24 ay) atipik hiperplazi görülürken plasebo grubunda herhangi bir değişiklik görülmemiştir.42 Endometriyal biyopsi, histeroskopi ve transvajinal ultrasonun görüntüleme araçları olarak yeri ise belirsizdir.43 Tamoxifen alan kadınlarda oluşan endometriyal değişikliklerin tersine döndürülmesi veya meme kanseri üzerindeki etkileri yeterince çalışılmamıştır. Tamoxifen tedavisinin yararları ve riskleri gözönüne alınmalı, oluşabilecek endometriyal anormallikler tanınmalı ve tedavi edilmelidir.

Adjuvan kemoterapinin kullanılan ilacın çeşidine bağlı olarak iyi açıklanmış yan etkileri vardır.En sık karşılaşılan yan etkiler; bulantı-kusma, myelosupresyon, alopesi ve mukozittir. Daha az görülen fakat ciddi yan etkiler ise; kalp yetmezliği (antracycline kullanıldığında), tromboembolik olaylar ve erken menopozdur.44

Tamoxifen ve kemoterapinin adjuvan amaçlı eşzamanlı kullanımı tedavi etkinliğini arttırdığı gibi toksisiteyide arttırır. Randomize bir çalışmada postmenopozal, nod pozitif, ER pozitif hasta grubunda tamoxifen (30 mg/gün) + CMF (6 kür IV) (n=353) ve tekbaşına tamoxifeni (n=352) karşılaştırılmıştır.44 Kombine tedavi alan hastaların %13.6’sında bir veya daha fazla tromboembolik olay gerçekleşirken tamoxifen grubunda ise % 2.6’ydı (p<0.0001). Tromboembolik olayların da çoğu (54 hastanın 39’u) ciddiydi (grade3-5). Hernekadar kemoterapi + tamoxifen ile tek başına tamoxifeni karşılaştıran diğer çalışmalar bu kadar yüksek oranları rapor etmemişselerde, NSABP B-16 çalışmasında 4 kür Cyclophosphamide + Doksorubicin yanında tamoxifen (20 mg/gün) ve tekbaşına tamoxifeni karşılaştırmışlar ve kombine tedavide tromboembolik olaylar % 4.9 iken tek başına tamoxifen kullanılanlarad % 2.1 olarak rapor edilmiştir.17 Kombine tedavi şekli seçildiğinde eşzamanlı mı yoksa KT’yi tamamladıktan sonra mı verileceği halen bilinmemektedir.

Negatif lenf nodu olan kadınlarda 5 ile 10 yıl adjuvan tamoxifen kullanımının 5 yılın altında tamoxifen kullnımına bir üstünlüğü olmadığı NASBP’ın bir çalışmasında gösterilmiştir. 5 yıllık adjuvan tamoxifen kullanımı otörler tarafından önerilmektedir. Tamoxifen tedavisinin optimal süresi nod pozitif hastalar için henüz bilinmememktedir. 5 yılın üzerinde tamoxifen kulanımın faydasını gösteren datalar yoktur. Bu nedenle 5 yıldan sonra tüm hastalarda tamoxifenin kesilmesi önerilmelidir. Çalışmalar devam etmektedir.43-44

Tamoxifenin diğer bir toksik etkiside NSABP nin serisinde ortalama %1 olguda görülen tromboembolik fenomendir.29 Kontrollu çalışmalarda uzun süreli tamoxifen kullanımı (standart doz) ile pıhtılaşma faktör değişiklikleri bildirilmiştir; antitrombin III, fibrinojen ve trombosit sayıları az miktarda düşmektedir. Bu ölçümler ile tromboembolik fenomenin ilişkisi çok açık değildir.47 Hastalar bu komplikasyonlar açısından takip edilmelidirler. Başka bir potansiyel problemde benign over kistlerinin gelişimidir, öyle ki bir çalışmada bu olasılığın %10 olduğu bildirilmektedir.48 Hekimler tamoxifen uygulanan olgularda yıllık pelvik iceleme sırasında bu yan etkiyede dikkat etmelidirler. Tamoxifen ile over tümörleri arasındaki ilişki daha fazla çalışma ile araştırılmalıdır.49 Postmenopozal kadınlarda tamoxifenin kısa dönemdeki toksik etkileri vazomotor semptomlar ve jinekolojik semptomları (vajinal akıntı veya irritasyon) içerir.50 Bazı olgularda clonidine sıcak basmalarına neden olabilir.51 Ancak tamoxifenin bazı yararlı, östrojen benzeri etkileri de vardır. Bunların arasında total ve düşük dansiteli lipoprotein düzeylerinde azalma sayılabilir.52,53 Geniş, kontrollu bir İsveç serisinde tamoxifen alan postmenopozal kadınlarda kardiyak hastalık insidansının azaldığı gösterilmiştir. Beş yıl adjuvan tamoxifen kullanan olgularda bu sonuçlar 2 yıl kullananlara göre daha iyidir.54 Başka bir çalışmada da yalnızca cerrahi tedavi uygulanan hastalara göre 5 yıl adjuvan tamoxifen alan hastalarda ölümcül miyokard infarktüs riskinin belirgin bir şekilde azaldığı gösterilmiştir.53 Kontrollu çalışmalarda postmenopozal kadınlarda uzun süreli tamoxifen kullanımı ile lomber omurlarda kemik mineral dansitesinin korunduğu saptanmıştır.55-57 Premenopozal hastalarda ise kemik mineral dansitesi azalabilir.58 Tamoxifen alan hastalarda bazı oftalmolojik toksik etkilerde rapor edilmiştir. Bu tür hastalarda görme bozuklukları önemle değerlendirilmelidir.59 Genel olarak tamoxifen dozu günlük iki kez 10 mg dır, ancak tek doz 20 mg ın da eşit olduğu saptanmıştır.60 NSABP nin bir çalışmasında erken evre meme kanserli kadınlarda adjuvan 5 yıl tamoxifen ile 10 yıllık kullanım karşılaştırılmıştır. ER pozitif ve nod negatif hastalarda tedavinin 5 yıldan fazla süre devam ettirilmesinin bir yararı olmadığı belirlenmiştir. Beş yıllık adjuvan tamoxifen tedavisi ile elde edilen tüm yararlar göz önüne alındığında erken evre meme kanserinde tedaviye, uygun olgularda uzun süreli devam etmek gerekmektedir. Fakat nod pozitif olgular içinse 5 yıllık tamoxifen tedavisinin faydalarına ait yeterli veri yoktur. Sonuç olarak tüm hastalarda adjuvan tamoxifen 5 yıl uygulanmalı ve sonlandırılmalıdır. Bu sonuç halen yürümekte olan klinik serilerde çalışılmaktadır.

Primer ve Adjuvan Tedavinin Zamanlaması :

Meme koruyucu cerrahi sonrasında adjuvan kemoterapi ve radyoterapinin optimal başlangıç zamanları randomize bir seride çalışılmıştır.45 Operasyon sonrasında (n=122) bir grup hastaya önce CMFP (cyclophosphamide, methotraxate, fluorouracil, prednisone) ve doxorubicin, her 21 günde bir kez olmak üzere 4 kür uygulanıyor ve ardından radyoterapi veriliyor, diğer grup hastaya ise (n=122) önce radyoterapi ardından kemoterapi uygulanıyor. Ortalama 5 yıllık izlem süresinin sonunda önce kemoterapi uygulanan grup için sağkalım %81, önce radyoterapi uygulanan grup içinse %73 olarak saptanıyor (p=0.11). Önce kemoterapi uygulanan grupta lokal rekürrens oranı %14, önce radyoterapi grubunda %5, uzak ve bölgesel metastaz + rekürrens birlikte %20 ve %32 olarak belirleniyor. Hastalığın rekürrensünde ki bu patern farkı sınırda bir anlamlılık göstermektedir (p=0.07). Bu patern farklılığı negatif cerrahi sınırlı olgular ve 1-3 pozitif nodlu olgular dışında diğer alt gruplarda da gözlenmiştir. Bu iki alt grupta da istatiksel analiz etkinliği azda olsa uzak ve lokal hastalık oranları arasında küçük bir fark saptanmıştır. Önce radyoterapi uygulanan grupta uzak metastazlarda görülen artış bu grupta kemoterapinin cerrahiden ortalama 17 hafta sonra verilmesi ve bu grupta ki hastalarda artan miyelosupresyon nedeniyle daha düşük dozlarda kemoterapi verilmesiyle açıklanabilir.

Bu çalışmaya ek olarak başka iki randomize çalışmadan da 14,46 her ne kadar radyoterapi ve kemoterapi uygulamasının zamanlaması hedef olarak araştırılmasada yararlı bilgiler elde edilmiştir. NSABP (B-15) çalışmasında meme koruyucu cerrahi sonrası hastaların bir grubu (n=194) 1 kür CMF ardından radyoterapi ve takiben 5 kür daha CMF kemoterapisi alırken diğer bir grupta (n=199) 4 kür CA kemoterapisi sonrasında radyoterapi uygulanmaktadır. Her iki grupta da hastalıksız süre, uzak metastazsız süre ve sağkalım açısından herhangi bir fark saptanmamıştır. IBSCG (International Breast Cancer Study Group)nin VI. ve VII. serileride radyoterapi ile adjuvan CMF protokolunun zamanlaması üzerine düzenlenmiştir.47 Bu çalışmalarda cerrahiden 2 ile 7 aylık bir süre sonra uygulanan radyoterapinin lokal rekürrensler üzerine hiçbir etkisinin olmadığı gösterilmiştir.

Yukarıda ki çalışmalara dayanarak, meme koruyucu cerrahi girişimlerden sonra radyoterapinin birkaç ay geciktirilerek, adjuvan kemoterapinin ardından uygulanmasının yüksek uzak metastaz riski taşıyan olgularda seçilmesi gerektiği söylenebilir.

Standart Tedavi :

Uygulanacak cerrahi tedavi lezyonun büyüklüğü ve yerleşimine, mammografik analize, memenin boyutlarına ve hastanın seçimine dayanır. Koruyucu cerrahi + radyoterapinin temel avantajı kozmetik görünümdür. Uzun süreli randomize çalışmalarda meme koruyucu cerrahi + radyoterapi ve modifiye radikal mastektomi + radyoterapi ile sağkalımda benzer sonuçların sağlandığı gösterilmiştir.2-8 Tüm histolojik invazive meme kanseri tipleri kısıtlı cerrahi + radyoterapi ile tedavi edilebilir.61 Lokal rekürrens oranları, uygulanan cerrahi tekniğe göre değişmektedir. Ekstensif lokal rezeksiyonlarda örneğin, kuadrantektomide7 bu oran en aza inmektedir ve geniş total eksizyonlarda en fazla görülmektedir.3 Memedeki rekürrensler özellikle 35 yaşın altındaki hastalarda daha fazladır. Adjuvan tedavilerin uygulanması ile memedeki rekürrens riski azalmaktadır.2,7

Kısıtlı cerrahi işleminde mikroskopik cerrahi sınırların tamamen temiz olması gerekir.62-64 Joint Center for Radiation Therapy’den bir grup ve bazı diğer araştırmacılar, ekstensif intraduktal komponenti (EIC) cerrahi rezeksiyonun sınırlarını belirlemede bir histopatolojik belirleyici olarak kullanmaktadırlar.65-69 Eğer EIC komşu normal meme dokusunda belirgin olarak gözlenmişse rezidüel intraduktak karsinomun daha geniş bir rezeksiyonu yapılır. Bir kısım araştırmacıda eksizyonel biyopsi sonrasında pozitif, yakın yada cerrahi sınırları belirsiz olan olgularda, büyük tümörlerde (T2 lezyonlar), nod pozitif olgular, tümörün palpasyonla hissedilebilmesi ve lobular tip histolojisi olanlarda yeniden yapılan eksizyonlarda tümör bulunma olasılığının artacağını belirtmektedirler. Bu tip karakterleri içeren tümörlerde geniş bir eksizyon yeniden yapılacak eksizyonları önleyecektir.70,71

En uygun terapötik ve kozmetik sonuçların elde edilmesinde cerrahi ve radyoterapi tekniklerinin büyük önemi vardır. Radyoterapi, tüm memenin ışınlanmasını içerir. Bazı randomize çalışmalarda boost doz uygulananlar3,8 ve uygulanmayanlar2 karşılaştırılmıştır. Boost radyoterapi interstisyel radyoaktif implantlarla uygulanabildiği gibi genellikle elektronlarla external-beam ışınlama şeklinde de uygulanabilir. Aksiller disseksiyon uygulanmış olgularda aksiller ışınlama gerekmeyebilir çünkü memenin tek başına ışınlandığı olgularda bölgesel nodal hastalık olasılığı çok azdır.72 Miyokardiyal hasar (sol meme lezyonlarında), radyasyon pnömonisi, kol ödemi, brakiyal pleksus harabiyeti ve sekonder maligniteler gibi radyasyona bağlı komplikasyonlar dikkatli teknik uygulamalar ile en aza indirilebilir. Tedavi sahasında sarkomların gelişmesi ve sekonder lösemiler oldukça ender görülür. Ancak bir çalışmada, 45 yaş altında, mastektomi sonrası radyoterapi uygulanmış olgularda karşı memede kanser görülme olasılığının arttığı belirtilmektedir.73 Kırkbeş yaş ve üstünde ki olgular içinse böyle bir risk yoktur.74 Her ne olursa olsun karşı memeye en az radyasyon uygulanması için, geliştirilen modern teknikler tedavide kullanılmalıdır.75 Modern dozimetre teknikleri kullanıldığında sigara içmeyenlerde radyoterapiye bağlı akciğer kanseri gelişme riski çok azdır. Sigara içenlerde ise aynı tarafta ki akciğer için kanser riski artmıştır.76

Radyoterapi uygulanan olgularda geride kalan meme dokusu asenkron hastalık gelişimi açısından mammografi ve fizik inceleme ile dikkatli bir şekilde izlenmelidir.77,78 İster radyoterapi ile ister cerrahi ile tedavi edilsin olgular karşı memede sekonder malignite açısından düzenli mammografik ve fizik incelemeye alınmalıdır. Radyoterapi uygulanmış olgularda karşı memede ikinci bir primer tümörün gelişmesi halinde buda koruyucu cerrahi + radyoterapi ile tedavi edilebilir. Karşı memede kanser gelişimi rekürrens riskinin artışıyla ilişkilidir.79

Radyoterapi uygulanmayan kısıtlı cerrahi ile kısıtlı cerrahi sonrası radyoterapi uygulaması 4 prospektif randomize seride incelenmiştir.2,7,80,81 Bu çalışmaların hepsinde yalnızca cerrahi tedavi uygulanan grupta daha yüksek lokal rekürrens oranı gösterilmiştir. Ek radyoterapiden faydalanamayan herhangi bir alt grup saptanmamıştır. NSBP (B-06) nin son çalışmalarından birinde yalnızca lumpektomi ile tedavi edilen nod negatif olgularda uzak metastaz süresinin daha kötü olduğu belirlenmiştir.2

Yaşlı olgularda cerrahi tedavi uygulanmaksızın tek başına tamoxifen ile tedavi şansı denenmiştir. Ancak kabul edilemez yüksek lokal rekürrens oranları nedeniyle klinik çalışmalar sonlandırılmış ve bu tedavi mastektomi yada kısıtlı cerrahi + radyoterapi uygulanamayacak veya bu uygulamaları kabul etmeyen hastalarda uygulanmalıdır.82,83 Yakın zaman önce lumpektomi + tamoxifen tedavisi uygulanan olgularda radyoterapi uygulanan ve uygulanmayanlar olarak randomize 2 grup oluşturulmuştur.84 Bir başka çalışmada da lumpektomi ve radyoterapi uygulanan 65 yaş ve üzerinde ki hastalarda 65 yaş ve altındakilere göre hastalıksız süreler ve sağkalım açısından fark olmadığı bildirilmiştir.85

Total mastektomi uygulanacak olgularda rekonstrüktif cerrahi uygulanabilir. Bu işlem mastektomiden hemen sonra yapılabileceği gibi bir süre sonrada yapılabilir.86-89 Memenin hatları submuskuler yerleştirilen implantlarla (silikon yada su doldurulmuş) veya kas deri flepleri ile düzeltilebilir. Tüm bu işlemler tatmin edici kozmetik sonuçlar verir. İmplantların yerleştirilmesi göreceli olarak daha basit bir işlemdir. Pektoral kasın altına suyla doldurulmuş doku genişleticileride yerleştirilebilir. Haftalar yada aylar içinde istenilen hacme ulaşıncaya kadar su miktarı arttırılır. Daha sonra doku genişletici kalıcı bir implant ile değiştirilir. Rektus kas flepleri ise daha iyi kozmetik sonuçlar vermelerine karşın daha komplike ve daha uzun cerrahi işlemleri gerektirir ve bu işlemler sırasında kan transfüzyonuda gerekebilir. Silikon implantların kanser yada herhangi bir otoimmun hastalığa neden olduğuna dair hiçbir bulgu yoktur. Silikon implantlara ait problemler; implantın etrafındaki kapsülün kontraktürüne bağlı sertlik ve ağrı, kapsülün rüptürüne bağlı silikon jelin dağılması ile oluşan enfeksiyon olarak sayılabilir.90-92 Bazı ender olgularda uygulanan bu işlemler lokal rekürrenslerin tanısını zorlaştırabilir. Meme rekonstrüksiyonunu takiben göğüs duvarı ve bölgesel lenf nodu ışınlaması adjuvan olarak yada lokal hastalık geliştiğinde uygulanabilir. Bu işlemin herhangi bir yan etkisi olmamasına karşın kozmetik görünüm etkilenebildiği gibi, kapsüler fibrozis ağrı ve implantın çıkarılma riski artabilir. Meme büyütmek amacıyla kullanılan silikonlar ise meme kanserinin saptanmasını zorlaştırmakta ve meme parankimini baskılamaktadır.90,92,93

Cerrahi seçenekler

Lumpektomi, segmental mastektomi ile ayrı bir aksilla diseksiyonu

MRM veya total mastektomi ile aksilla diseksiyonu.

Radyoterapi

Konservatif cerrahi uygulanmışsa; meme’ye 50Gy RT + tümör yatağına boost (elektron ile 10 Gy)

MRM veya Total mastektomi uygulanmışsa;

  • Tümör cerrahi sınıra yakın veya residü tümör varsa

  • N2-3 nodal evre

  • T3 tümör büyüklüğü

  • Aksiller evreleme yetersiz uygulandı veya hiç uygulanmadıysa

  • Ekstrakapsüler yayılım

  • Pektoral fasia veya pektoral kas invazyonu olan hastalarda

Göğüs Duvarına 50Gy RT uygulanır.

Aksilla ve periferik lenfatiklere

  • Aksilla diseksiyonu uygulanmamış

  • Komplet diseksiyon uygulanmış 4 ve daha fazla lenf nodu metastazı olanlar

  • Komplet diseksiyon uygulanmamış (10’un altında lenf nodu diseke edildiyse)

  • Ekstrakapsüler yayılım

  • N2-3 nodal evre

50 Gy RT uygulanır.

Kemoterapi:

  • Nod negatif (T2,3N0M0) ve ER pozitif ise Tamoxifen (20 mg/gün)

  • Nod negatif (T2,3N0M0) ve ER negatif ise 6 kür CMF (cyc - 600mg/m2 1.gün, mtx - 40 mg/m2 1.gün, 5-FU - 600mg/m2 1.gün, 21 günde bir) veya 6 kür CAF (cyc - 600mg/m2 1.gün, adr - 40 mg/m2 1.gün, 5-FU - 600mg/m2 1.gün, 21 günde bir) veya 6 kür CA (cyc - 600mg/m2 1.gün, adr - 40 mg/m2 1.gün, 5-FU - 600mg/m2 1.gün, 21 günde bir)

  • Nod pozitif (T1,2N1M0) ve ER pozitif ve 1-3 nod pozitif ise Tamoxifen (20 mg/gün)

  • Nod pozitif (T1,2N1M0) ve ER pozitif ve 4-9 nod pozitif ise 4 kür CAF+RT+4kür CAF, CMF,CA

CMF (cyc - 600mg/m2 1.gün, mtx - 40 mg/m2 1.gün, 5-FU - 600mg/m2 1.gün, 21 günde bir) veya CAF (cyc - 600mg/m2 1.gün, adr - 40 mg/m2 1.gün, 5-FU - 600mg/m2 1.gün, 21 günde bir) veya CA (cyc - 600mg/m2 1.gün, adr - 40 mg/m2 1.gün, 5-FU - 600mg/m2 1.gün, 21 günde bir)

  • 10 ve üzerinde nod pozitif olgularda 4 kür CAF, CEF + Yüksek doz kemoterapi + PBSCT + Tamoxifen

Kaynaklar:

  1. Fisher B, Fisher ER, Redmond C, et al.: Tumor nuclear grade, estrogen receptor, and progesterone receptor: their value alone or in combination as indicators of outcome following adjuvant therapy for breast cancer. Breast Cancer Research and Treatment 7(3): 147-160, 1986.

  2. Fisher B, Anderson S, Redmond CK, et al.: Reanalysis and results after 12 years of follow-up in a randomized clinical trial comparing total mastectomy with lumpectomy with or without irradiation in the treatment of breast cancer. New England Journal of Medicine 333(22): 1456-1461, 1995.

  3. Jacobson JA, Danforth DN, Cowan KH, et al.: Ten-year results of a comparison of conservation with mastectomy in the treatment of stage I and II breast cancer. New England Journal of Medicine 332(14): 907-911, 1995.

  4. Sarrazin D, Le MG, Arriagada R, et al.: Ten-year results of a randomized trial comparing a conservative treatment to mastectomy in early breast cancer. Radiotherapy and Oncology 14(3): 177-184, 1989.

  5. van Dongen JA, Bartelink H, Fentiman IS, et al.: Randomized clinical trial to assess the value of breast-conserving therapy in stage I and II breast cancer, EORTC 10801 trial. Journal of the National Cancer Institute Monograph 11: 15-18, 1992.

  6. Blichert-Toft M, Rose C, Andersen JA, et al.: Danish randomized trial comparing breast conservation therapy with mastectomy: six years of life-table analysis. Journal of the National Cancer Institute Monograph 11: 19-25, 1992.

  7. Veronesi U, Salvadori B, Luini A, et al.: Breast conservation is a safe method in patients with small cancer of the breast: long-term results of three randomised trials on 1,973 patients. European Journal of Cancer 31A(10): 1574-1579, 1995.

  8. Veronesi U, Banfi A, Salvadori B, et al.: Breast conservation is the treatment of choice in small breast cancer: long-term results of a randomized trial. European Journal of Cancer 26(6): 668-670, 1990.

  9. Velez-Garcia E, Carpenter JT, Moore M, et al.: Postsurgical adjuvant chemotherapy with or without radiotherapy in women with breast cancer and positive axillary nodes: a Southeastern Cancer Study Group (SEG) trial. European Journal of Cancer 28A(11): 1833-1837, 1992.

  10. Pierce LJ, Glatstein E: Postmastectomy radiotherapy in the management of operable breast cancer. Cancer 74(1): 477-485, 1994.

  11. Arriagada R, Rutqvist LE, Mattsson A, et al.: Adequate locoregional treatment for early breast cancer may prevent secondary dissemination. Journal of Clinical Oncology 13(12): 2869-2878, 1995.

  12. The Early Breast Cancer Trialists' Collaborative Group: Effects of radiotherapy and surgery in early breast cancer: an overview of the randomized trials. New England Journal of Medicine 333(22): 1444-1455, 1995.

  13. Auquier A, Rutqvist LE, Host H, et al.: Post-mastectomy megavoltage radiotherapy: the Oslo and Stockholm trials. European Journal of Cancer 28(2-3): 433-437, 1992.

  14. Fisher B, Brown AM, Dimitrov NV, et al.: Two months of doxorubicin-cyclophosphamide with and without interval reinduction therapy compared with 6 months of cyclophosphamide, methotrexate, and fluorouracil in positive-node breast cancer patients with tamoxifen-nonresponsive tumors: results from the NSABP B-15. Journal of Clinical Oncology 8(9): 1483-1496, 1990.

  15. Baum M, Brinkley DM, Dossett JA, et al.: Controlled trial of tamoxifen as a single adjuvant agent in the management of early breast cancer: analysis at eight years by Nolvadex Adjuvant Trial Organization. British Journal of Cancer 57(6): 608-611, 1988.

  16. Tallman MS, Gray R, Bennett JM, et al.: Leukemogenic potential of adjuvant chemotherapy for early-stage breast cancer: the Eastern Cooperative Oncology Group experience. Journal of Clinical Oncology 13(7): 1557-1563, 1995.

  17. Fisher B, Redmond C, Legault-Poisson S, et al.: Postoperative chemotherapy and tamoxifen compared with tamoxifen alone in the treatment of positive-node breast cancer patients aged 50 years and older with tumors responsive to tamoxifen: results from the National Surgical Adjuvant Breast and Bowel Project B-16. Journal of Clinical Oncology 8(6): 1005-1018, 1990.

  18. Taylor SG, Knuiman MW, Sleeper LA, et al.: Six-year results of the Eastern Cooperative Oncology Group trial of observation versus CMFP versus CMFPT in postmenopausal patients with node-positive breast cancer. Journal of Clinical Oncology 7(7): 879-889, 1989.

  19. Pearson OH, Hubay CA, Gordon NH, et al.: Endocrine versus endocrine plus five-drug chemotherapy in postmenopausal women with stage II estrogen receptor-positive breast cancer. Cancer 64(9): 1819-1823, 1989.

  20. Coombes RC, Bliss JM, Wils J, et al.: Adjuvant cyclophosphamide, methotrexate, and fluorouracil versus fluorouracil, epirubicin, and cyclophosphamide chemotherapy in premenopausal women with axillary node-positive operable breast cancer: results of a randomized trial. Journal of Clinical Oncology 14(1): 35-45, 1996.

  21. Misset JL, di Palma M, Delgado M, et al.: Adjuvant treatment of node-positive breast cancer with cyclophosphamide, doxorubicin, fluorouracil, and vincristine versus cyclophosphamide, methotrexate, and fluorouracil: final report after a 16-year median follow-up duration. Journal of Clinical Oncology 14(4): 1136-1145, 1996.

  22. The Ludwig Breast Cancer Study Group: Combination adjuvant chemotherapy for node-positive breast cancer: inadequacy of a single perioperative cycle. New England Journal of Medicine 319(11): 677-683, 1988.

  23. Clahsen PC, van de Velde CJ, Julien JP, et al.: Improved local control and disease-free survival after perioperative chemotherapy for early-stage breast cancer: a European Organization for Research and Treatment of Cancer Breast Cancer Cooperative Group study. Journal of Clinical Oncology 14(3): 745-753, 1996.

  24. Rosen PP, Groshen S, Kinne DW.: Prognosis in T2N0M0 stage I breast carcinoma: a 20-year follow-up study. Journal of Clinical Oncology 9(9): 1650-1661, 1991.

  25. Bartlett K, Eremin O, Hutcheon A., et al.: Adjuvant tamoxifen in the management of operable breast cancer: The Scottish Trial. Lancet 2(8552): 171-175, 1987.

  26. Bonadonna G, Valagussa P, Zambetti M, et al.: Milan adjuvant trials for stage I-II breast cancer. In: Salmon SE, Ed.: Adjuvant Therapy of Cancer V. New York: Grune and Stratton, Inc., 1987, pp 211-221.

  27. Fisher B, Redmond C, Dimitrov NV, et al.: A randomized clinical trial evaluating sequential methotrexate and fluorouracil in the treatment of patients with node-negative breast cancer who have estrogen-receptor-negative tumors. New England Journal of Medicine 320(8): 473-478, 1989.

  28. Fisher B, Costantino J, Redmond C, et al.: A randomized clinical trial evaluating tamoxifen in the treatment of patients with node-negative breast cancer who have estrogen-receptor-positive tumors. New England Journal of Medicine 320(8): 479-484, 1989.

  29. Mansour EG, Gray R, Shatila AH, et al: Efficacy of adjuvant chemotherapy in high-risk node-negative breast cancer: an Intergroup study. New England Journal of Medicine 320(8): 485-490, 1989.

  30. Bianco AR, De Placido S, Gall C, et al.: Adjuvant therapy with tamoxifen in operable breast cancer: 10 year results of the Naples (GUN) study. Lancet 2(8620): 1095-1099, 1988.

  31. Fisher B, Dignam J, Mamounas EP, et al.: Sequential methotrexate and fluorouracil for the treatment of node-negative breast cancer patients with estrogen receptor-negative tumors: eight-year results from National Surgical Adjuvant Breast and Bowel Project (NSABP) B-13 and first report of findings from NSABP B-19 comparing methotrexate and fluorouracil with conventional cyclophosphamide, methotrexate, and fluorouracil. Journal of Clinical Oncology 14(7): 1982-1992, 1996.

  32. Reyno LM, Levine MN, Skingley P, et al.: Chemotherapy induced amenorrhoea in a randomised trial of adjuvant chemotherapy duration in breast cancer. European Journal of Cancer 29A(1): 21-23, 1993.

  33. Scottish Cancer Trials Breast Group and ICRF Breast Unit, Guy's Hospital, London: Adjuvant ovarian ablation versus CMF chemotherapy in premenopausal women with pathological stage II breast carcinoma: the Scottish trial. Lancet 341(8856): 1293-1298, 1993.

  34. Early Breast Cancer Trialists' Collaborative Group: Systemic treatment of early breast cancer by hormonal, cytotoxic, or immune therapy: 133 randomised trials involving 31,000 recurrences and 24,000 deaths among 75,000 women. Lancet 339(8784): 1-15, 1992.

  35. Early Breast Cancer Trialists' Collaborative Group: Systemic treatment of early breast cancer by hormonal, cytotoxic, or immune therapy: 133 randomised trials involving 31,000 recurrences and 24,000 deaths among 75,000 women. Lancet 339(8785): 71-85, 1992.

  36. Fornander T, Cedermark B, Mattsson A, et al.: Adjuvant tamoxifen in early breast cancer: occurrence of new primary cancers. Lancet 1(8630): 117-120, 1989.

  37. Magriples U, Naftolin F, Schwartz PE, et al.: High-grade endometrial carcinoma in tamoxifen-treated breast cancer patients. Journal of Clinical Oncology 11(3): 485-490, 1993.

  38. Fisher B, Costantino JP, Redmond CK, et al.: Endometrial cancer in tamoxifen-treated breast cancer patients: findings from the National Surgical Adjuvant Breast and Bowel Project (NSABP) B-14. Journal of the National Cancer Institute 86(7): 527-537, 1994.

  39. Fisher B, Redmond C, National Surgical Adjuvant Breast and Bowel Project: Systemic therapy in node-negative patients: updated findings from NSABP clinical trials. Journal of the National Cancer Institute Monograph 11: 105-116, 1992.

  40. Barakat RR, Wong G, Curtin JP, et al.: Tamoxifen use in breast cancer patients who subsequently develop corpus cancer is not associated with a higher incidence of adverse histologic features. Gynecologic Oncology 55(2): 164-168, 1994.

  41. Cuenca RE, Giachino J, Arrendondo MA, et al.: Endometrial carcinoma associated with breast carcinoma: low incidence with tamoxifen use. Cancer 77(10): 2058-2063, 1996.

  42. Kedar RP, Bourne TH, Powles TJ, et al.: Effects of tamoxifen on uterus and ovaries of postmenopausal women in a randomised breast cancer prevention trial. Lancet 343(8909): 1318-1321, 1994.

  43. Neven P, De Muylder X, Van Belle Y, et al.: Tamoxifen and the uterus. British Medical Journal 309(6965): 1313-1314, 1994.

  44. Pritchard KI, Paterson AH, Paul NA, et al.: Increased thromboembolic complications with concurrent tamoxifen and chemotherapy in a randomized trial of adjuvant therapy for women with breast cancer. Journal of Clinical Oncology 14(10): 2731-2737, 1996.

  45. Recht A, Come SE, Henderson IC, et al.: The sequencing of chemotherapy and radiation therapy after conservative surgery for early-stage breast cancer. New England Journal of Medicine 334(21): 1356-1361, 1996.

  46. Thurlimann B, Senn HJ: The changing approach to the treatment of early breast cancer. New England Journal of Medicine 334(21), 1397-1399, 1996.

  47. Love RR, Surawicz TS, Williams EC: Antithrombin III level, fibrinogen level, and platelet count changes with adjuvant tamoxifen therapy. Archives of Internal Medicine 152(2): 317-320, 1992.

  48. Shushan A, Peretz T, Uziely B, et al.: Ovarian cysts in premenopausal and postmenopausal tamoxifen-treated women with breast cancer. American Journal of Obstetrics and Gynecology 174(1, part 1): 141-144, 1996.

  49. Cohen I, Beyth Y, Tepper R, et al.: Ovarian tumors in postmenopausal breast cancer patients treated with tamoxifen. Gynecologic Oncology 60(11): 54-58, 1996.

  50. Love RR, Cameron L, Connell BL, et al.: Symptoms associated with tamoxifen treatment in postmenopausal women. Archives of Internal Medicine 151(9): 1842-1847, 1991.

  51. Goldberg RM, Loprinzi CL, O'Fallon JR, et al.: Transdermal clonidine for ameliorating tamoxifen-induced hot flashes. Journal of Clinical Oncology 12(1): 155-158, 1994.

  52. Love RR, Wiebe DA, Newcomb PA, et al.: Effects of tamoxifen on cardiovascular risk factors in postmenopausal women. Annals of Internal Medicine 115(11): 860-864, 1991.

  53. McDonald CC, Stewart HJ: Fatal myocardial infarction in the Scottish adjuvant tamoxifen trial. British Medical Journal 303(6800): 435-437, 1991.

  54. Rutqvist LE, Mattsson A: Cardiac and thromboembolic morbidity among postmenopausal women with early-stage breast cancer in a randomized trial of adjuvant tamoxifen. Journal of the National Cancer Institute 85(17): 1398-1406, 1993.

  55. Love RR, Mazess RB, Barden HS, et al.: Effects of tamoxifen on bone mineral density in postmenopausal women with breast cancer. New England Journal of Medicine 326(13): 852-856, 1992.

  56. Kristensen B, Ejlertsen B, Dalgaard P, et al.: Tamoxifen and bone metabolism in postmenopausal low-risk breast cancer patients: a randomized study. Journal of Clinical Oncology 12(5): 992-997, 1994.

  57. Love RR, Barden HS, Mazess RB, et al.: Effect of tamoxifen on lumbar spine bone mineral density in postmenopausal women after 5 years. Archives of Internal Medicine 154(22): 2585-2588, 1994.

  58. Powles TJ, Hickish T, Kanis JA, et al.: Effect of tamoxifen on bone mineral density measured by dual-energy X-ray absorptiometry in healthy premenopausal and postmenopausal women. Journal of Clinical Oncology 14(1): 78-84, 1996.

  59. Bentley CR, Davies G, Aclimandos WA: Tamoxifen retinopathy: a rare but serious complication. British Medical Journal 304(6825): 495-496, 1992.

  60. Buzdar AU, Hortobagyi GN, Frye D, et al.: Bioequivalence of 20-mg once-daily tamoxifen relative to 10-mg twice-daily tamoxifen regimens for breast cancer. Journal of Clinical Oncology 12(1): 50-54, 1994.

  61. Weiss MC, Fowble BL, Solin LJ, et al.: Outcome of conservative therapy for invasive breast cancer by histologic subtype. International Journal of Radiation Oncology, Biology, Physics 23(5): 941-947, 1992.

  62. Schmidt-Ullrich R, Wazer DE, Tercilla O, et al.: Tumor margin assessment as a guide to optimal conservation surgery and irradiation in early stage breast carcinoma. International Journal of Radiation Oncology, Biology, Physics 17(4): 733-738, 1989.

  63. Solin LJ, Fowble BL, Schultz DJ, et al.: The significance of the pathology margins of the tumor excision on the outcome of patients treated with definitive irradiation for early stage breast cancer. International Journal of Radiation Oncology, Biology, Physics 21(2): 279-287, 1991.

  64. Wazer DE, DiPetrillo T, Schmidt-Ullrich R, et al.: Factors influencing cosmetic outcome and complication risk after conservative surgery and radiotherapy for early-stage breast carcinoma. Journal of Clinical Oncology 10(3): 356-363, 1992.

  65. Holland R, Connolly JL, Gelman RS, et al.: The presence of an extensive intraductal component following a limited excision correlates with prominent residual disease in the remainder of the breast. Journal of Clinical Oncology 8(1): 113-118, 1990.

  66. Boyages J, Recht A, Connolly JL, et al.: Early breast cancer: predictors of breast recurrence for patients treated with conservative surgery and radiation therapy. Radiotherapy and Oncology 19(1): 29-41, 1990.

  67. Zafrani B, Vielh P, Fourquet A, et al.: Conservative treatment of early breast cancer: prognostic value of the ductal in situ component and other pathological variables on local control and survival. European Journal of Cancer and Clinical Oncology 25(11): 1645-1650, 1989.

  68. Vicini, FA, Eberlein TJ, Connolly JL, et al.: The optimal extent of resection for patients with stages I or II breast cancer treated with conservative surgery and radiotherapy. Annals of Surgery 214(3): 200-201, 1991.

  69. Fowble B, Goodman RL, Glick JH, et al.: Breast Cancer Treatment. St. Louis, Mosby Year Book: 1991.

  70. Jardines L, Fowble B, Schultz D, et al.: Factors associated with a positive reexcision after excisional biopsy for invasive breast cancer. Surgery 118(5): 803-809, 1995.

  71. Renton SC, Gazet JC, Ford HT, et al.: The importance of the resection margin in conservative surgery for breast cancer. European Journal of Surgical Oncology 22(1): 17-22, 1996.

  72. Recht A, Pierce SM, Abner A, et al.: Regional nodal failure after conservative surgery and radiotherapy for early-stage breast carcinoma. Journal of Clinical Oncology 9(6): 988-996, 1991.

  73. Boice JD, Harvey EB, Blettner M, et al.: Cancer in the contralateral breast after radiotherapy for breast cancer. New England Journal of Medicine 326(12): 781-785, 1992.

  74. Storm HH, Andersson M, Boice JD, et al.: Adjuvant radiotherapy and risk of contralateral breast cancer. Journal of the National Cancer Institute 84(16): 1245-1250, 1992.

  75. Fraass BA, Roberson PL, Lichter AS: Dose to the contralateral breast due to primary breast irradiation. International Journal of Radiation Oncology, Biology, Physics 11(3): 485-497, 1985.

  76. Inskip PD, Stovall M, Flannery JT: Lung cancer risk and radiation dose among women treated for breast cancer. Journal of the National Cancer Institute 86(13): 983-988, 1994.

  77. Orel SG, Troupin RH, Patterson EA, et al.: Breast cancer recurrence after lumpectomy and irradiation: role of mammography in detection. Radiology 183(1): 201-206, 1992.

  78. Jager JJ, Langendijk JA, Dohmen JP, et al.: Mammography in the follow-up after breast-conserving treatment in cancer of the breast: suitability for mammographic interpretation, validity and interobserver variation. British Journal of Radiology 68(811): 754-760, 1995.

  79. Healey EA, Cook EF, Orav EJ, et al.: Contralateral breast cancer: clinical characteristics and impact on prognosis. Journal of Clinical Oncology 11(8): 1545-1552, 1993.

  80. Veronesi U, Luini A, Del Vecchio M, et al.: Radiotherapy after breast-preserving surgery in women with localized cancer of the breast. New England Journal of Medicine 328(22): 1587-1591, 1993.

  81. Clark RM, McCulloch PB, Levine MN, et al.: Randomized clinical trial to assess the effectiveness of breast irradiation following lumpectomy and axillary dissection for node-negative breast cancer. Journal of the National Cancer Institute 84(9): 683-689, 1992.

  82. Akhtar SS, Allan SG, Rodger A, et al.: A 10-year experience of tamoxifen as primary treatment of breast cancer in 100 elderly and frail patients. European Journal of Surgical Oncology 17(1): 30-35, 1991.

  83. Gazet JC, Ford HT, Coombes RC, et al.: Prospective randomized trial of tamoxifen vs surgery in elderly patients with breast cancer. European Journal of Surgical Oncology 20(3): 207-214, 1994.

  84. Hughes KS, Cancer and Leukemia Group B: Phase III Randomized Study of Adjuvant Tamoxifen with vs without Radiotherapy Following Lumpectomy for Carcinoma of the Breast No Greater Than 2 cm with Clinically Negative Axillary Nodes in Women Age 70 and Over (Summary Last Modified 08/97), CLB-9343, clinical trial, active, 07/15/94.

  85. Solin LJ, Schultz DJ, Fowble BL: Ten-year results of the treatment of early-stage breast carcinoma in elderly women using breast-conserving surgery and definitive breast irradiation. International Journal of Radiation Oncology, Biology, Physics 33(1): 45-51, 1995.

  86. Feller WF, Holt R, Spear S, et al.: Modified radical mastectomy with immediate breast reconstruction. American Surgeon 52(3): 129-133, 1986.

  87. Cunningham BL: Breast reconstruction following mastectomy. In: Najarian JS, Delaney JP, Eds.: Advances in Breast and Endocrine Surgery. Chicago: Year Book Medical Publishers, 1986, pp 213-226.

  88. Scanlon EF.: The role of reconstruction in breast cancer. Cancer 68(Suppl 5): 1144-1147, 1991.

  89. Hang-Fu L, Snyderman RK.: State-of-the-art breast reconstruction. Cancer 68(Suppl 5): 1148-1156, 1991.

  90. Council on Scientific Affairs, American Medical Association: Silicone gel breast implants. Journal of the American Medical Association 270(21): 2602-2606, 1993.

  91. Kuske RR, Schuster R, Klein E, et al.: Radiotherapy and breast reconstruction: clinical results and dosimetry. International Journal of Radiation Oncology, Biology, Physics 21(2): 339-346, 1991.

  92. Bridges AJ, Vasey FB: Silicone breast implants: history, safety, and potential complications. Archives of Internal Medicine 153(23): 2638-2644, 1993.

  93. Kessler DA, Merkatz RB, Schapiro R: A call for higher standards for breast implants. Journal of the American Medical Association 270(21): 2607-2608, 1993.


Ana Sayfaya Dönüş
Dr.Kaan OYSUL tarafından hazırlanmaktadır