REKÜRREN MEME KANSERİNDE TEDAVİ Rekürrens meme kanseri için uygulanan tedaviler bu evrede ender olarak küratif olmasına karşın genellikle tedaviye yanıt verir. Radyoterapi, lokal rekürrens hastalığın ve kemik metastazına bağlı ağrı gibi semptomların palyasyonunda önemli role sahiptir. Tedavinin seçiminde rekürrens anındaki ve daha önceki tedavi sırasındaki ER ve PR düzeyleri göz önüne alınmalıdır. ER ve PR durumu bilinmiyorsa veya pozitif ise, uygulanacak kemoterapi veya hormonal tedavinin seçiminde rekürrens(lerin) yeri, hastalıksız süre ve daha önceki tedaviye yanıt ve menopozal durumun belirlenmesi yararlı olur. Uzun süreli bir çalışmada lumpektomi + radyoterapi sonrası 1-9 yıllık sürede lokal rekürrens oranı %10-20 arasında bildirilmiştir. Lokal rekürrens genellikle uzak metastazında habercisidir. Fakat bazı hastalarda tek rekürrens yeri olabilir. Bu grup hasta için cerrahi ve/veya radyoterapi küratif olabilir. Üç cm den küçük göğüs duvarı rekürrensleri, aksiller ve internal mammariyan nodlarda rekürrens ve 2 yıldan daha fazla hastalıksız dönemi olan hastalar uzun sağkalım açısından en şanslı grubu oluştururlar. Bir çalışmada bu tür hastalarda 5 yıllık hastalıksız sağkalım oranları %25, 10 yıl için %15 olarak saptanmıştır. Lokorejiyonal kontrol oranı 10 yıl için %57 olarak belirlenmiştir. Lumpektomi + radyoterapi sonrası gelişen rekürrenslerin prognozu, mastektomi sonrası gelişen göğüs duvarı rekürrenslerine göre daha iyidir. Lumpektomi + radyoterapi uygulanan ve rekürrens anında mastektomi ile tedavi edilen olguların ancak %9-25 inde uzak metastaz veya lokal ilerlemiş hastalık gelişmektedir. Lumpektomi + radyoterapi sonrasında rekürrens gelişen ve salvage mastektomi uygulanan 30 hastalık bir seride rekürrens sonrası 6 yıllık dönemde uzak metastaz saptanmadığı gibi salvage mastektomi sonrası 5 yıllık hastalıksız sağkalım %58, 10 yıl için %50 olarak belirlenmiştir. Antrasiklin içeren rejimlerden sonra gelişen rekürrenslerde paclitaxel veya docataxel 2.kuşak tedavi amacıyla kullanılabilinir. Standart Tedavi: 1.Eğer viseral hastalık yoksa, ER ve PR pozitif veya bilinmiyorsa : premenopozal olgular için tamoxifen yada ooferektomi (yada LHRH agonistleri ile kimyasal kastrasyon), postmenopozal olgular için tamoxifen uygulanır. 2.Rekürrens, lokalize veya viseralse cerrahi ve/veya radyoterapi uygulanabilir. 3.Ek hormonal tedaviye yanıt varsa ve hastalık progresyon gösteriyorsa diğer hormonal terapiler düşünülmelidir : Yukardakilerden uygulanmamış olan veya megestrol asetat ile progesteron tedavisi (160 mg/gün). Anastrozole 1 mg/gün dozunda. Pre ve postmenopozal hastalar için androjen tedavisi. Premenopozal olgular için LHRH agonistleri. Kortikosteroidler. Aminoglutethimide. Aromataz inhibitörleri, anastrozole veya fatrozole. Hormonal tedaviye yanıt vermiş, yumuşak dokuda hastalığı olan ve/veya hormon reseptör pozitif olgular hormonal tedaviye ortalama 10 ay kadar yanıt verirler ve daha sonra başka bir hormonal tedavi denenebilir. 4.Viseral hastalık varsa ve ER ile PR negatif ise CAF + Tamoxifen, Progresyon olursa hormonal tedavi veya KT (5-FU + Mit.C + Vinblastin veya 5-FU + Ca.Folinat + novantron veya navelbine + doksorubucin veya paclitaxel uygulanabilir. Refrakter metastatik hastalıkla ilgili çalışmalarda, paclitaxel ile total yanıt oranları %6-48, docetaxel ile %53-57 arasında değişmektedir. Ancak bu ajanlarda bazı toksik etkileri içermektedirler : ciddi nötropeni, ateş, tam alopesi, stomatit, miyalji, nöropati, asteni ve ender olgularda allerjik reaksiyonlar. Ek olarak docetaxel kümülatif doza bağlı sıvı retansiyonu ve semptomatik plevral effüzyona neden olabilir. Antrasiklinli bir kemoterapi şemasından sonra rekürrens görülen olgular için Vinorelbine tedavisinin de riskli olduğu gösterilmiştir. Bu tedavi ilerlemiş meme kanserinin palyasyonunda ilk ve ikincil tedavi olarakda kullanılabilir Bu grupta ki olgular için seçilecek kemoterapi rejiminde doxorubicine bağlı potansiyel kardiyotoksisite göz önüne alınmalıdır. Kardiyotoksisite için bilinen risk faktörleri : ilerlemiş yaş, daha önce göğüs duvarı ışınlaması, daha önce antrasiklin alınması, hipertansiyon, diabet ve altta yatan kalp hastalığı olarak sayılabilir. Kardiyak koruyucu bir ilaç olan dexrazoxane ın kontrollu çalışmalarda doxorubicine bağlı kardiyak toksisite riskini azalttığı gösterilmiştir. Kardiyak toksisite riski doxorubicinin devamlı infüzyon uygulamasıyla da azaltılabilir. Kaynaklar:
Dr.Kaan OYSUL tarafından hazırlanmaktadır |